Onlar Gideli Tam 4 Ay Oldu! Queen Of Tears Dizi Yorumu
Aşk, acı, entrika, hırs ve bol bol gözyaşı… Birkaç kelime diziyi özetlemeye az çok yetse de Queen Of Tears birkaç kelimeden çok daha fazlası.
Crash Landing On You senaristi tarafından yazılan dizi özellikle de bölüm süreleri sebebiyle tepki çekse de yine de büyük ilgi gördü. Bir tarafta linçleyenler bir tarafta bağımlısı olanlar izlemek isteyenleri de ikiye böldü.
Dizi hakkındaki bilgilendirme yazımızı aşağıdaki bağlantıya tıklayarak okuyabilirsiniz. Fakat bu yazımız ufak spoilerlar içerir, spoiler yemek istemiyorsanız okumamanızı öneririz.
Zengin Kız Fakir Oğlan dizimizi az çok andıran Queen Of Tears yayınlandığı dönem reyting rekorları kırdı. Hatta Tvn’in en çok reyting alan dizisi konumuna yükseldi. Tipik karakterleri bize yabancı gelmese de bölümler ilerledikçe izlediklerimiz hepimizi mahvetti. Bir nevi ekran başında izleyen bizler gözyaşı kraliçesi/kralı olduk. Akıttığımız tüm gözyaşlarına rağmen bizi onlara bu kadar bağlayan nedenler neydi peki?
Her ne kadar kimi kısımlar çok uç noktalar içerse de hikaye oldukça gerçekçiydi. Ölümün bize ne kadar yakın olduğunu hissettik, bazen sadece sevmenin yetmeyeceğini gördük, evliliğe ailenin karışmaması gerektiğini anladık ve belki de en önemlisi bazen ailemizden başka dönecek yerimizin olmadığını gördük. Kimimizin anne-babası, kimimizin eşi-çocuğu, kimimizin ise arkadaşları… Bunu en çok da Haein’in ailesinde gördük.
Haein’in annesi yıllarca kızını suçladı ona sırt çevirdi ama hayatta birtanecik kızı vardı sadece. Dede ailesini, evlatlarını umursamadı; onları dinlemedi ve maalesef bunun bedeli ağır oldu. Soo Cheol’ün eşi ve bebeğinden başka kimsesi yoktu, onları korumak için hayatından vazgeçmeye gururunu çiğnemeye hazırdı. Ne kadar acı çekersek çekelim günün sonunda döneceğimiz yer hep aile bellediklerimizin yanıydı.
Sevmenin her zaman yetmediğini gördük. Hayatımızın aşkıyla evlensek bile sorunlar olabileceğini, mutsuz olabileceğimizi öğrendik. Uçan kuşla bile empati yaparım diyebilen biri olmadım hiçbir zaman ama Hyun woo’yu da Hae In’i de ayrı ayrı çok iyi anladım. Hyun Woo’ya kızanlar olmuştur eminim ki ama Hyun Woo Hae In’den değil ailesinden boşanmak istedi. Çünkü onlar kapalı kapılar ardında kaldıkça sevgileri kalplerinin bir köşesinde gömülü kaldı. Bu da Hyun Woo’nun Hae In’in ailesine karşı olan tahammülsüzlüğünü gün yüzüne çıkardı.
Hyun Woo’nun sevdiğimi unutmuşum demesi her şeyin açıklamasıydı aslında. İkisi de egolarının kurbanı oldular. Hae In’in de dediği gibi odada kendi kendilerine durmak kapıyı tıklatmaktan daha kolay geldi.
Kimden aldığımı hatırlayamadığım bu paylaşımda da olduğu gibi Queen Of Tears bize sadece boş bir dram izletmedi aynı zamanda hayata ve aşka dair birçok şeyi bir kez daha gözler önüne serdi.
Ölümün bizlere ne kadar yakın olduğunu, genç-yaşlı ayırmadığını bir kez daha gördük. Birini kaybetmenin yükünü iliklerimize kadar hissettik. Anılarımızın bizi biz yaptığını öğrendik. Acısıyla, tatlısıyla tüm anılarımızın önemli olduğunu gördük.
Uzun lafı kısası döktüğümüz tüm gözyaşlarına rağmen yine de iyi ki vardın Queen Of Tears. İki ay boyunca bize eşlik ettiğin, hayatın toz pembe olmadığını çektiğimiz zorluklarla anlamlı hale geldiğini ve iyi kötü tüm anılarımızın bizi biz yapan olduğunu hatırlattığın için teşekkürler!
Peki sizin dizi hakkındaki düşünceleriniz neler? Yorumlarda buluşalım!